Şimdi bu soruyu internette arama moturuna yazın bakalım karşınıza neler gelecek..

Kaç gündür Bay Ego’ya soruyorum: Sen mason musun?

Tık yok elbette.

Ama ben bu soruyu sorduktan sonra WhatsApp’ta sayısız kez bir link ( http://sehirmedya.com/genel/mason-m/ ) ve bu linkten ‘Muammer Ekrem Oran’ın adının işaretli olduğu kısım paylaşıldı..

Linke tıkladığınızda karşınıza bir amblem, amblemde ‘HÜR VE KABUL EDİLMİŞ MASONLAR BÜYÜK LOCASI – TÜRKİYE 1909’ yazısı çıkıyor ve adı ‘M’ harfi ile başlayan üyelerin listesini görüyorsunuz..

*****

Ekrem Oran mason muymuş?

Yukarıdaki verilere göre masonmuş.

Ayrıca elimizde başka tanıklıklar da mevcut..

Zaten kendisi de yanıt vermediğine, veremediğine göre, mason olduğunu kabul etmiş varsayıyorum..

Ne demişler: ‘Sükut ikrardan gelir’ yani ‘İddiaya karşı sessiz kalmak kabul anlamına gelir’..

Bu saatten sonra Bay Ego’dan bir itiraz gelirse, onu da siz okurlarla elbette paylaşarım..

*****

Peki ben niye takığım masonlara?

Neden tüylerim diken diken olur, laf masonlardan açılınca?

En başta yazdığım gibi; internette bir araştırma yaptığınızda, konuyla ilgili yıllardır sürüp giden bir tartışmanın olduğunu göreceksiniz:

ATATÜRK’Ü MASONLAR MI ÖLDÜRDÜ?

Bu iddia ile ilgili ben tek bir link vereceğim.

Bu link sol cenahta pek muteber olan, haberlerinin doğruluğu sosyal demokratlarca tartışılmayan sitelerin başlarında gelen Oda Tv’ye ait.

https://odatv.com/icimde-hicbir-suphe-kalmadi-ataturku-zehirleyerek-sehit-ettiler-04111810.html

Ama siz detaylı bilgi için daha birçok siteyi ziyaret edebilir, araştırabilirsiniz.

Araştırdıkça da midenize kramplar gireceğine eminim..

Bir ulusu yoktan var eden ulu önderimiz Atatürk’ün henüz 57 yaşındayken nasıl kalleşçe planlarla bu dünyadan koparıldığını, içinizin gerçekten yandığını hissedecek ve kahrolacaksınız..

*****

İşte size ‘odatv.com’da 4 Kasım 2018’de (daha 4,5 ay bile olmadı) Yeni Mesaj / Yusuf Karaca’dan alıntılanarak yayınlanan haberden birkaç detay:

– Dünyayı değiştiren bir insan ölüyor, ama otopsisi yapılmıyor. Üstelik bu otopsi çok istenmesine rağmen yapılmıyor. Atatürk’ün ölümünden sonra düzenlenen birinci raporda “ölüm sebebi karın içinde sıvı, asit toplanması” olarak gösterilirken, ikinci raporda ise “alkolle ilgili karaciğer iltihabı” neden olarak gösterilmektedir.

Ortada hem bir çelişki, hem de büyük bir yalan vardı. Bu yalan raporu, o dönem mecliste etkisi çok olan masonlar çıkarttırıyor.”

– Atatürk, mason localarına karşı büyük bir savaş veriyor. Yıl 1935. Atatürk, Mahmut Esat Bozkurt’a Masonların taksimat, teşkilat ve ahvalini bildirir bir kitap verir ve der ki;

“Bunu güzelce mütalaa et, bir takrirle Halk Partisi Gurup Başkanlığına ver, gurupta bunlara şiddetli bir hücum yap ve gurupça kapanmasına delalet et. Senin de bu işte büyük şeref payın olacaktır.”

– Masonlar, Doktor Mim Kemal’i önlerine katarak Atatürk’ün makamına çıktılar; “Efendim biz zaten maiyet-i devletinizdeyiz, fakat siz meşrik-i azamımız olursanız biz pervane gibi etrafınızda dönüp dolaşırız” dediler.

Atatürk de karşılık olarak;

“Peki, bir şey soracağım, bana cevap veriniz de sonra… Siz Avrupa’da hangi locaya bağlısınız ve metbûnuzun ismi nedir?” diye sordu.

“Biz Cenova’ya tabiiyiz ve reisimiz de Barca Mison Cenaplarıdır.” dediler.

Bunun üzerine Atatürk öfkelenip; “Benim milletim bana kahraman sıfatını verdi, ben sizin gibi, bir çift Yahudi’ye uşak mı olacağım? Bu gece sabaha kadar Türkiye’deki bütün localarınızı kapatmadığınız takdirde yarın teşkil edeceğim divan-ı harbi örfi’ye hepinizi verir ve astırırım! Haydi defolun karşımdan!” diyerek onları kovdu.

– Mustafa Kemal Atatürk, 10.10.1935 tarihinde Ankara’da Çankaya köşkünde Doktor Mim Kemal Öke”ye hitaben: “Mason cemiyetinin faaliyetini inkılâplarıma muarız gördüğüm için kapatılmasını elzem gördüm. Bu dakikadan itibaren bu cemiyeti ölmüş biliniz. Ve bir daha diriltmeye teşebbüs etmeyiniz.” demişti.

– Yüksek dereceli bir mason olan Avram (İbrahim, Abraham) Benaroyas, Türkiye Mason Cemiyeti’nin kapandığını Moskova’da bir toplantı sırasındayken öğrendi ve şöyle dedi: “O sarı lider ortadan suret-i katiyetle kaldırılacaktır!” (-Laiki Foni “Halkın Sesi” gazetesi, Yunanistan, 1948.)

– Ceyhan Mumcu’nun (Editör Notu: Uğur Mumcu’nun ağabeyi, ülkenin önde gelen hukukçularındandır) 16.10.2005 tarihinde Mahiye Morgül’e anlatımından bir alıntı yapalım:

“Bir deniz tabip albayının Atatürk’ün ölümü hakkında yapmış olduğu bir doktora tezi var. Orada Atatürk’e yanlış tedavi uygulandığı anlatılmaktadır. Atatürk sanıldığı gibi siroz hastası değildi. Atatürk’e sıtma tedavisi yapılmış, aşırı “Kinin” yüklenmiş ve karaciğeri bu yüzden iflas etmiş, siroza dönüşmüştü. Tedaviyi yapan doktor mason locası üstadı azamlarından Doktor Mim Kemal Öke’dir.

– 1962 yılında dönemin içişler bakanı Bekata’nın talebi üzerine bir araştırma yapan Doktor Lebit Yurdoğlu şöyle diyor: “Sn. Hıfzı Oğuz Bekata. Bu konuyu derinlemesine araştırdığımda sorunun sadece geç teşhis olmadığını teşhisle uyumlu ilaçlar kullanılmadığını tespit ettim. Atatürk’ün ilaçlarının alındığı eczanenin kayıtlarına baktığımda, o dönemlerde sıtma tedavisi için kullanılan Kinin ilacının 43 şişe kullanıldığını gördüm. Bu kadar Kinin kullanıldığında karaciğerinde onarılmaz yaralar açacağını her hekimin bilmesi gerektiği ama bunun sanki bilinçli kullanılmış olduğun izlenimi edindim. Atatürk’ün tedavi amaçlı verildiği diğer ilaç ‘piremidon’dur. İnsanlar üzerinde toksin ‘zehirli’ etkisi olduğu kesinlik kazanmıştır. ‘Civalı diuretik’ olan ‘salyrgan’ isimli ilacın ise 3 Ağustos 1938 tarihinde yapılan konsültasyondan önce kullanımının tehlikeli olacağı bilindiği halde bu ilacın kullanılmasına devam edilmiştir. Eppinger, Bergman, Dr. Fissinger, hekimlik görevlerini bilinçli bir şeklide eksik yaptıkları kanısı bende hâkim olmuştur.”

– İşin özü, Atatürk, zehirlendiğini anlamıştı artık. Afet İnan’a yazdığı mektupta aynen şöyle diyordu; “Afet, vaziyetim şudur; bence doktorların yanlış görüş ve hükümleri sebebiyle hastalık durmamış ilerlemiştir. Hükümet benim reyimi almaya lüzum görmeksizin Fissinger’i getirtti.”

– “Atatürk, içkiden öldü!” yalan ve iftirasını yayanlar, bunun hesabını asla veremezler. Peygamberimizin zehirlenerek şehit edildiğini dahi bilmeyenler, Atatürk’ün zehirlenerek şehit edildiğini, nerden bilsinler!

*****

Alıntılarım şimdilik bu kadar, ama eminim bu yazıyı okuyan birçok okur konuyla ilgili iddia detay paylaşımı yapacaktır.

Onları da sizlere memnuniyetle aktaracağım.

*****

Ne diyor Türk ulusunun varlık nedeni, herşeyimizi borçlu olduğumuz, dünya liderimiz Mustafa Kemal Paşa:

“Mason cemiyetinin faaliyetini inkılâplarıma muarız gördüğüm için kapatılmasını elzem gördüm.”

Yani..

“Mason cemiyetinin faaliyetini devrimlerime karşı olduğunu gördüğüm için kapatılmasını çok gerekli gördüm.”

Yüksek dereceli bir mason ne diyor:

“O sarı lider ortadan suret-i katiyetle kaldırılacaktır!”

*****

Şimdi ben bunları bile bile, nasıl gider de bir masona oy veririm..

Aklınız, mantığınız alıyor mu böyle bir şeyi Çeşmeli sosyal demokratlar?

Başöğretmenimizin katil zanlısı olmakla suçlanan bir örgütün üyesi, hem de onun kurduğu partiden aday gösterilecek, biz Çeşmeli sosyal demokratlar da koyun sürüsü gibi gidip ona oy atacağız öyle mi?

Neden?

Tuncay Özkan öyle istedi diye..

Biz nasıl olsa çantada kekliğiz, önümüze odun da koysalar ona oy veririz öyle mi?

Eğer bunun hesabını Çeşmeli sandıkta sormazsa, ben de birşey bilmiyorum..

*****

Hadi Bay Ego’yu geçtim artık o iflah olmaz..

Kontenjan adaylarına da lafım yok (!) ama bu gerçekleri öğrendikten sonra hala onun peşinden gitmeyi sürdürecek misiniz ey 13 asil, 15 yedek meclis üyesi adayı?

Çeşme sokaklarında başınız dik gezmek istemez misiniz?

Basın bir an önce istifalarınızı, Çeşmeli’nin yüzüne bakacak yüzünüz olmasın mı yani?

*****

Ya siz miting toplantılarına katılan iyi niyetli sosyal demokrat kardeşlerim..

Nasıl bir günaha destek verdiğinizin farkında mısınız?

Anıtkabir 690 km, duyamazsınız fiziken, ama yattığı yerde Yüce Atamızın kemiklerinin sızladığını yüreğinizde de mi hissedemiyorsunuz artık?

Katılmayın hiçbir etkinliğine bu mason muhteremin..

3-5 kankasıyla, mason mason dolaşmayı sürdürsün ortalıkta.

Tüm gerçek Atatürkçü Çeşmelilere selam olsun..

Ahmet Aktaş

Çeşme Aktüel Sorumlu Yazı İşleri Müdürü