Mart’ın 1’inde internet sitemizde yayınladığım ‘Tunç Soyer’e açık mektup’ başlıklı köşe yazısını yazdıktan sonra, bu ayki köşe yazım için Fulya’dan dergide 12 sayfa ayırmasını istedim..
Şöyle bir baktı yüzüme, dalga mı geçiyorum diye.
“Ciddiyim” dedim, “Bay Ego’ya karşı topyekün karşı atağa geçiyorum. CHP’yi babalarının çiftliği sanmalarının, Çeşme’yi de Tuncay Özkan projesiyle yönetebilecekleri yanılgısının bedelini ödetmenin zamanı geldi. Çeşmeli bu zihniyete öyle bir tokatla yanıt vermeli ki, bir daha kimse Çeşme üzerine, İzmir üzerine Ankara’da planlar yapmasın..” diye de ekledim.
*****
‘Tunç Soyer’e açık mektup’ öylesine ses getirdi ki, devamı kendiliğinden geldi..
28 Mart’ta kadar toplam 6 yazı yazdım, her biri okunma rekorları kırdı.
Ben sosyal demokratlara yazıyordum ama karşılaştığım her kesimden insan, “Sen yazdıkça içimize su serpiliyor, son güne kadar yazmaya devam et” diye teşvik ettiler.
Yazı linklerinin paylaşılmadığı cenah kalmadı.
Yolda karşılaştığım Çeşmeliler yazılarımı doğrudan kendilerine ulaştırmam için telefon numaralarını yazdırdılar, telefonumun sim kart rehberi doldu, artık cihaza kaydedebiliyorum..
*****
Ben yazdıkça Bay Ego konusunda sosyal demokratların, partililerin fikri değişmeye başladı.
İki otel işletmecisi bir dost, “Ego senin yazılarını okudukça çıldırıyor, kendisi aleyhine yazı yazılabilmesini aklı, havsalası almıyor. Oysa onun için ortam ne de güzel güllük gülistandı. 24 Haziran’da Cumhurbaşkanlığı için Çeşme’de verilen yüzde 70 civarındaki CHP + İYİ Parti oyları çantada keklikti ya, sen yazdıkça etrafı tenhalaştı, oy potansiyeli eridi gitti, bakıyorum seçim ofislerinde bile 3-5 kişi yok. Musalla Mahallesi seçim ofisi ilk 2-3 gün açıktı, şimdi kapısını açık tutacak bir kişi bile yok ki günlerdir kapısı kilitli. Senin de kendisine muhtaç olup kapısına yanaşacağını bekliyordu. Sen ne yaptın be Abi? Tamam Arnavutsun, muhaliflik ruhunda var ama bu kadar da çakılmaz ki, adam ince hastalığa yakalanıp terk-i diyar eyleyecek” dedi.
*****
Geçenlerde de Doğu ve Güneydoğu Anadolulular Derneği’nin gecesi vardı Çapa Restaurant’ta.
Ber oradayken adaylar Mustafa, Esen Fatma, Bay Ego, Serhat (TKP) geldiler.
Programda aday konuşması diye bir şey zaten yoktu, ama içlerinden sadece Bay Ego giderken mikrofonu aldı, bilmem nerede mitingi varmış, oraya gideceğini söyledi ve acayip el kol hareketleriyle ‘Herkesi selamlalıyorum’ dedi.
Topu topu 5-6 kişi alkışlayınca da mosmor bir vaziyette çektirip gitti (Böylece her dönemin adamı, bu kez de kontenjan adayı Aybars’ın bir dostuma söylediği, “Muhittin Dalgıç’tan kaynaklı 3 bin 500 oy kaybımızı Doğulularla kapattık” uydurması da ellerinde patladı. Muhittin Dalgıç kaynaklı oy kaybı derken, Muhittin Başkan’ı sevenlerin Bay Ego’ya oy vermeyeceklerini kasdediyorsa bu şahıs, dediği oy sayısını en az ikiyle çarpmalı. Laf açılmışken konuyla ilgili bir başka not daha paylaşayım: Doğulu kardeşlerimizin bir kanaat önderi, ki bu kardeşlerimiz onun sözünden çıkmazlar, Bay Ego’ya zırnık koklatmayacaklarını bizzat bana söyledi).
*****
Bu arada iki kez de göz göze geldik Bay Ego ile.
‘Seni mahvedeceğim’ der gibi kin ve nefret dolu bakışlarını tebessümle karşıladım ama bir korktum, bir korktum ki sormayın, neredeyse altıma kaçıracaktım, yine de ‘Daha dur bu günlerin iyi günlerin, seni tüm Çeşme’ye rezil etmezsem kalemim kırılsın’ bakışıyla yanıtladım..
*****
İşin şakası bir yana, Bay Ego gerçekten fena panikledi, dışarıdan takviye güçler gelmeye başladı.
Aslında her seçimde olur, misafir konuşmacılar parti adayına destek isterler, normaldir..
Ama 2004’ten beri takip ettiğim Çeşme seçimlerinde bu kez bir ilk yaşandı ve misafir konuşmacı dışında komşu ilçeden partili, belki de partisiz para verilerek insanlar da getirildi..
Bay Ego’nun Alaçatı mitinginden söz ediyorum.
Alaçatı Muhittin Başkan’ın beldesi ya, serde rezil olmak var diye tuttular miting öncesi bir konser verdirelim dediler.
Kim olur Alaçatı’nın keyifle seyredeceği bir sanatçı?
Elbette Balkan göçmeni birisi, bir de Muhittin Başkan gibi Boşnak kökenli sanatçı olursa miting tıklım tıklım dolar diye düşündüler..
Cenk Bosnalı adlı sanatçı kardeşimiz biçilmiş kaftandı, organizasyon ayarlandı..
Ama Bay Ego ve avanesi (Bkz TDK: Yardakçı) zaman zaman Alaçatı’ya indiğinde, insanların kendilerini gördüğünde yol değiştirdiklerine tanık olduklarından, Alaçatılı 3-5 kişinin kerhen desteğini görebildiğinden işi sağlama almak istediler.
Duyduğumuza göre; Alaçatılı sevip saydığımız bir abimizin Şantiye Evleri’ndeki konutunu Bay Ego üzerinden kiralayan Tuncay Özkan – Aykut Erdoğdu (kira kontratı kimin üzerinedir henüz bilemiyoruz) ikilisinden Bay Aykut’u da konuşmacı olarak çağırdı.
Bay Aykut CHP cenahında ağzı laf yapan milletvekillerindendir, Halk Arenası’na da sık sık çıkar ya..
Miting meydanı insan selini alamaz hale gelir diye düşünüldü ama Alaçatılı öyle konserle, hatip konuşmacıyla kandırılacak bir topluluk olmadığını gösterecekti.
Saatler ilerledikçe Bay Ego paniklemeye başladı.
Yakın dostu Urla Belediye Başkan adayı Burak Oğuz’u da davet etti, duyduğumuza göre “Aman getirebildiğin kadar partili de getir” dedi.
Ama ne yapsa nafile, sonuç vermedi..
*****
10 gün kadar önce nabız tutmak için Alaçatı’daydım.
Hava da güzel, Haldun’un Kaliç Birahanesi’nin meydandaki masaların birinde hayli lafladık..
Öğrendim ki, o gün mitinge topu topu 200 kişi gelmiş.
Boşnak sanatçıya, Aykut Erdoğdu’ya rağmen.
Masadaki Haldun’un kardeşi, mitinge giden oğlunun, “konsere katılanların yarısını Alaçatı’da hiç görmediğini” söylediğini belirtti.
Bana zaten Urla’dan 100 kişilik bindirme takviyenin getirildiğini söylemişlerdi de inanmamıştım, demek ki doğruymuş.
Geri kalan 100 kişiden ise sadece ama sadece 20 kişisi Alaçatılı’ymış.
Bunu söyleyen Alaçatı’nın yerlisi..
Bay Ego Alaçatı’da sıfır çekecek, sıfır..
Diğer beldelerimiz farklı mı?
Tıpkı Dalyan’da, Reisdere’de, Ildırı’da, Çiftlik’te, Ilıca’da sıfır çekmese de, öyle bir şamar yiyecek ki, feleği şaşacak..
Tıpkı Çeşme merkezde olacağı gibi..
*****
Bir de Alaçatı mitinginde Aykut Erdoğdu kürsüden, “Beni 31 Mart’tan sonra burada daha sık göreceksiniz” demiş mi?
Valla demiş..
Alaçatılı birbirini dürtmüş: “Bu adam Sarıkamışlı, İstanbul Milletvekili, bu Alaçatılı muhabbeti ne ola ki?”
Bunu bana söyleyen Balkan kökenli Hüseyin kardeşim (soyadı isteyene veririm)..
“Ahmet o anda beynimde şimşek çaktı. Bu da Tuncay Özkan projesinin bir parçası dedim kendi kendime..” dedi Hüseyin ve ekledi, “Bu Ekrem’in arkasında sadece Tuncay Özkan var diye biliyorduk, şimdi Aykut Erdoğdu olduğunu da öğrendik, bakalım seçime kadar daha kimler gelecek, projenin arkasında kimler var göreceğiz” dedi.
*****
Alaçatı’da yine çok saygın bir partili ile ayak üstü konuşma fırsatım oldu, söyledikleri tüm Çeşmelilerin kulağına küpe olacak sözlerdi..
“Ahmet çok cesur yazılar yazdın ama atladığın bir şey var. Onu da benden duymuş ol.. Sen de yıllardır şahitsin, biz Alaçatılı ve Çeşmeliler neyle övünürüz? Beldemiz bir Kuşadası, Marmaris, Bodrum olmadı diye, ranta kurban gitmedi diye övünmez miyiz? Sebebi ne peki bunun biliyor musun? Çünkü başa gelen belediye başkanları hep bu toprakların çocuklarıydı. 1912 Balkan Harbi’nden sonra buraya yerleşen ve yüzyıldır bu topları yurt edinen muhacır çocuklarıydı. Bu insanlar bu topraklara hainlik edebilirler miydi? Hayır. Sadece kendileri yaşamıyorlarki bu topraklarda. Yedi sülaleleri de burada. Seçimle başa gelen seçimi kaybettiğinde nerede yaşıyor? Yine bu topraklarda. Başka yere gidemez ki kökleri, akrabaları, arkadaşları, dostları burada. Başka yerde nefes alamaz ki. Bu başkanların bu beldeyi ranta açabilmeleri mümkün mü? En başta kendileri bu toprakların otunu yemiş, suyunu içmiş, denizine girmiş. Çocukları, torunları da burada yaşayacakken, ranta açabilirler miydi buraları? İnsanların yüzüne nasıl bakabilirlerdi şayet rantçı olsalardı. İşte bu yüzdendir, başkanlarımızla övünmemiz. Bu gelenek sürdüğü müddetçe bu topraklar talan edilemez. Ama sen hiç merak etme. Ne masonlar gelebilir başa, ne de Ankara projeleri.. Bize, 5 yıl sonra ceketini alıp arkasına bakmadan kaçıp gidecek belediye başkanı lazım değil. Seçtirebiliyorlarsa Ankara’ya, Sarıkamış’a seçtirsinler proje adaylarını. Burada öyle bir tokat yiyecekler ki, tatil kültürleri de değişecek. Şantiye Evleri’nde yazlık kiralamamaya tövbe edecekler. Artık Sarıkamış’ta yaylaya mı çıkarlar, Ankara bozkırlarında, Mogan Gölü’nde piknik mi yaparlar, onların bileceği iş. Bizi öyle yerli diye, azınlık diye görenler bu seçimde gücümüzü görecekler. Alaçatalı yatırımcının tamamı bizim yanımızda sen hiç merak etme. Buradan senin Bay Ego’na ekmek çıkmaz..”
*****
Vallahi ne diyeyim, yerden göğe kadar haklıydı söylediklerinde..
Ben Alaçatı’yı gördükten sonra, Alaçatılılarla konuştuktan sonra Çeşme’ye gönlü daha bir rahatlamış olarak döndüm.
Çeşmeliler ilk kez böyle bir dış mihraklı proje ile karşı karşıya ama eminim ki, ne masonlar, ne de Tuncay Özkan Çeşme’ye belediye başkanı olamayacak.
Geldikleri gibi gidecekler vesselam..