ADAYI TANIYALIM..
Kos adası 287 km2’lik yüzölçümü ile Rodos ve Karpatos adalarından sonra 12 Adalar’ın (Dodekanes) üçüncü büyük adası. 2010 sayımına göre 30 bin 828 olan nüfusun yaklaşık 18 bin’i merkez Kos’ta yaşıyor. Bir uçtan diğer uca 42 km uzunlukta, en geniş kısmı yaklaşık 10 km olan adanın en dar kısmı ise (Kefalos yarımadasını ayıran) 1.600 metrelik boğaz. Koy, körfez gibi girinti-çıkıntının neredeyse hiç olmadığı sahil şeridine ve enfes plajlara sahip adanın en yüksek dağı 846 m ile Dikeos. Kefalos’un hemen bitimindeki Latra Dağı ise sadece 426 metre. Bu iki yükselti haricinde adeta dümdüz olan adada en ideal ulaşım araçları; günlük 4 Euro’ya kiralayabileceğiniz bisikletler ile 20 Euro’ya ATV ve motorsikletler oluyor. Araç kiraları da mevsimine göre 25-30 Euro’dan başlıyor..
TARİHE YOLCULUK..
Bu genel bilgilerden sonra rahmetli Büyükelçi Zeki Çelikkol’un ‘İstanköy’deki Türk Eserleri ve Tarihçe’ kitabınının sayfaları arasında sizi tarihsel bir yolculuğa çıkaralım..
“Eski çağlarda adanın ismi, ilk hükümdarı ‘Merops’a izafeten ‘Merope’ idi. Bu hükümdarın kızı ‘Koa’ya izafeten de sonraları ‘Kos’ denilmiştir. Tarihçi Plinio’ya göre ada eski çağlarda ‘Ninfea’ olarak da adlandırılmıştır. Orta çağlara gelindiğinde adaya ‘Lango’ adı verildiğini görüyoruz. Bu adın, adanın uzun şeklinden ötürü, ‘Uzun’ anlamına gelen ‘Lungo’ kelimesinden gelmesi muhtemeldir. Adanın bir başka adı da ‘İstinko’ veyahut ‘İstanköy’dür. Bu da Rumca ‘Nereye gidiyorsun?’ sorusuna cevaben ‘İstin Ko’ yani ‘Ko’ya’ sözünün Türkçeleştirilmesinden meydana gelmiş ve bu suretle Türkler de bunu ‘İstanköy’e dönüştürmüşlerdir.”
Kitaptan pasajlar aktarmaya devam ediyoruz..
“M.Ö. 6. asırdan beri pek çok el değiştiren bu ada sırasıyla Roma, İran, Bizans, Rodos Şövalyeleri, 1523’te Türkler ve 1912’de İtalyanların hakimiyeti altında bulunmuştur. 1947 yılında da II. Dünya Harbi’nin galipleri müttefikler tarafından Yunanistan’a verilmiştir. 390 yıl boyunca Osmanlı hakimiyetinde kalan İstanköy’de 1912’de yaklaşık 4 bin 700 Türk nüfus varken, 1922 sayımında bu rakam 4 bin 662 olarak tespit edilmiştir. Nüfus 1931’de 2 bin 715, 1947’de bin 816’e düşer (Kitaptaki son istatistiki bilgi 1966 yılına ait. O tarihte 12 Adalar’da sadece Rodos ve İstanköy’de Türkler yaşar. 4 bin 300 civarındaki toplam nüfusun 3 bin’i Rodos’ta, geri kalanı da İstanköy’dedir. Günümüzde adadaki Türk nüfusunun 850 civarında olduğu tahmin edilmekte)..
ADADAKİ OSMANLI ESERLERİ
Adadaki görebileceğiniz Osmanlı eserlerinden bazılarına geçmeden önce değerli araştırmacı-yazar hocamız Prof. Dr. Nusret Çam’ın ‘Yunanistan’daki Türk Eserleri’ adlı kitabının 129. sayfasından bir cümlelik alıntı yapalım:
“Evliya Çelebi’nin zamanında İstanköy’de ikisi kale içinde olmak üzere altı cami, iki mescit, bir dergah, yedi mektep ve bir hamam bulunmaktaydı.”
Bu eserlerin çoğu zamanın ve doğa koşullarının yıpratıcı etkisine dayanamayıp tarih sahnesinden çekildiler.
Biz, gerekli restorasyonları yapıldığı için günümüzde hala ayakta duran ve en azından önünde anı fotoğrafı çektirebileceğiniz üç cami, bir şadırvan, bir minare, bir çeşme ve bir kabir ile ilgili bilgi vereceğiz.. Başvuru kaynağımız yine Zeki Çelikkol’un ‘İstanköy’deki Türk Eserleri ve Tarihçe’ kitabı..
Defterdar Cami:
Elefterias (Özgürlük) Meydanı ile Kazouli Meydanı’nda (Çarşı Meydanı), tam şehir merkezindedir. İbadete açık olduğundan içi ve dışı oldukça bakımlıdır. 1724 yılında (hicri 1137) Defterdar İbrahim Efendi tarafından yaptırılmıştır. Cami revakı ve harimi kemerler üzende birinci kattadır. Alt katında ait olduğu Evkaf’a gelir temin eden dükkanlar vardır. Caminin yanında altı kalın sütun üzerine oturtulmuş kubbenin altındaki şadırvan sekiz köşelidir. Revak ve harime dörtgen geniş kaide üzerine oturtulmuş bulunan silindirik minare yanından çıkılır. Burası aynı zamanda minarenin giriş kapısıdır. Harim, mihrap ve mimber son derece sadedir.
Lonca Camii ve Şadırvanı:
Tıbbın babası Hipokrat’ın öğrencilerine altında ders verdiği ileri sürülen çınar ağacının gölgelediği Platanu Meydanı’nda bulunan Lonca Camii, Cezayirli Gazi Hasan Paşa tarafından 1776 (hicri 1190) tarihinde inşa ettirilmiştir. Cami 12 kemer üstüne oturtulmuş bir revak ve namaz kılınan harimden ibarettir. Caminin tek şerefeli ince, zarif minaresi yanından birinci kattaki geniş revaka girilir. Ahşap tavanı harap olan revaktan namaz kılınan harime geçilir. Cami avlusunda Hipokrat çınarı yanında, başları işlemeli altı mermer sütun üzerine oturtulmuş kubbesiyle hemen dikkatleri üzerine çekecek kadar güzel altı köşeli bir şadırvan bulunmaktadır. Şadırvanın 12 yüzlü olan mermer su deposunun her yüzüne selvi ağaçları kazınmıştır.
Germe Köyü Camii:
Germe köyünde 1933 yılına kadar iki cami vardı. O yıl meydana gelen şiddetli depremde bir tanesi yıkıldı ve bir daha da yaptırılmadı. Ayakta kalan Germe Köyü Camii’nin yan tarafında silindirik gövdeli minaresi vardır. Giriş kapısının üzerindeki yazıttan, Gazi Hasan Paşa’nın camiyi 1784’te yeniden inşa değil tamir ettirdiği anlaşılmaktadır (Bazı kaynaklar caminin bu tarihte yapıldığını bildirir ama doğru değildir). İçerisi çok sadedir. Ağaç işlemeli mimberin dışında pek sade ve gösterişsiz olan mihrapla, duvarlar ve tavanda herhangi bir iş veya motif bulunmamaktadır. İstanköy’de ibadete açık olan ikinci camidir.
Yeni Kapı Camii Minaresi:
Kolokotroni Sokağı üzerinde, Diagoras Meydanı’ndadır. Nasıl ve ne zaman yıkıldığı konusunda bilgi olmayan Yeni Kapı Camii’nin sadece minaresi ayakta kalmıştır. Minarenin kaidesindeki çeşme üzerinde bulunan yazıttan, şimdi var olmayan caminin Hacı Mustafa Ağa adında bir zat tarafından 1586 yılında (hicri 995) yaptırılmış olabileceği tahmin edilmektedir (Durum böyleyse adada yapılan ilk camidir).
Cezayirli Gazi Hasan Paşa Çeşmesi:
Lonca Camii’nin bulunduğu geniş alanda, Hipokrat Çınarı’nın önündeki Çeşme Cezayirli Gazi Hasan Paşa tarafından cami ile birlikte yaptırılmıştır. Üzerindeki kitabede şunlar yazılıdır:
‘Aktı çeşme, Bukratı eyledi ihya
Gazi Hasan Paşa yasserallahu mayeşa 1200’
Günümüz Türkçesi’yle şu anlama geliyor:
‘Çeşme akınca Hipokrat’ı ihya eyledi
Allah Gazi Hasan Paşa’nın istediğini kolaylaştırsın 1200 (1785)’
Kaptan Hacı Osman Paşa Kabiri:
Lonca Camii’nin hemen batısında, İstanköy kale kapısının karşısında bir çınar ağacının altında Türk amirallerinden Hacı Osman Paşa’nın kabri vardır. İbrahim Paşa oğlu Osman Paşa’nın kabrinin 1745 (hicri 1158) tarihli taşına şunlar kazınmıştır:
‘Ta nazar kılan mezarımın taşına
Anlamaz benim ahvalim ta gelmeyince başına
Merhum Elhac İbrahim Paşazade
Merhum Elhac Osman Paşa da
Kırk yedi yıl olmuştu ümera deryada
Keşti-i Nuh ile gezerken gazada
Kodu menzili itmam İstanköy’de
Ziyarete gelen ihvan okuya bir Fatiha da
Günümüz Türkçesi’yle şöyle oluyor:
Mezarımın taşına bakan, kendi başına gelmediği için durumumu anlamaz. Denizlerde 47 yıl kumandan olan Hacı İbrahim Paşa oğlu Hacı Osman Paşa, Nuh’un gemisi ile savaşlarda gezerken, son konaklamasını İstanköy’de yaptı. Ziyarete gelen dostlar bir fatiha okusunlar.
ŞEHİR MERKEZİ
Kos adasında antik ve çağdaş uygarlık bir arada bulunuyor. Hiç bir adada tarihle bu kadar iç içe geçmiş şehir merkezi görmedik. Her yer antik eserlerle dolu.. Adanın merkezi aslında başka yerdeymiş. 2 bin 380 yıl önce (M.Ö. 366) meydana gelen müthiş bir deprem sonrası şimdiki yere yeni bir şehir kurulmuş. Bugünkü ada merkezi de halen aynı yerde bulunuyor. Ada Helenistik ve Roma dönemlerinde en parlak günlerini yaşamış ve medeniyetler arası bir kavşak olmuş. Doğu ve Batı arasındaki ticarette halk pazarları oldukça ünlüymüş..
Daha Kos limanına girerken heybetli bir ortaçağ yapısı olan NERATZİA kalesi hemen dikkatinizi çeker (Kos Müslüman Kültür, Kardeşlik, Dayanışma Derneği Başkanı Mazlum Payzanoğlu, kalenin adadaki Türkler arasındaki adının ‘Narince’ olduğunu söyledi. Payzanoğlu ayrıca, Rodos adasının fethinden sonra Kanuni Sultan Süleyman’ın İstanbul’a dönmek üzere Marmaris’e geçtiği 5 Ocak 1523’de, Rodos’un düşmesiyle İstanköy Adası’nın da kendiliğinden Osmanlılara itaat ettiğini, böylelikle adada 390 yıllık Osmanlı hakimiyetinin başladığı ek bilgisini verdi). Bu kale, ada merkezine palmiye ağaçlı cadde üzerinden geçen bir köprü ile bağlı olup, köprünün açıldığı meydandaki devasa çınar ağacı (günümüzde desteklerle de olsa hala ayaktadır), tıp biliminin babası olan HİPOKRAT’ın, altında öğrencilerine ders verdiği iddia edilen ağaçtır (İddia edilen diyoruz çünkü Hipokrat M.Ö. 460-370 yılları arasında yaşadı. Tamam çınar ağacı bin yıl yaşar ama 2 bin 300 yıl da yaşamaz ki. Zaten bazı kaynaklar da ağacı 15-16. yüzyıla endeksler).
Adanın her tarafında olduğu gibi, Kos liman bölgesinde de geçmiş uygarlıkları anımsatan ipuçları bulabilirsiniz. Bu civarda bir çok bina İtalyan mimarisiyle yapılmıştır. En tipik örnek Country Hall (Şehir Salonu) bunlardan biridir. Yunanlılar, Romalılar, Bizanslılar, Osmanlılar ve İtalyanlar adada bıraktıkları izlerle modern Kos’un mozaiğini oluşturdular. Günümüzden 3 bin yıl öncesinden fazla bir zaman dilimine ait bir çok arkeolojik anıt bu peyzaj içinde yer alır. Bunlardan bazıları; antik tiyatro Odeon, Roma Evi (Casa Romana), Antik Pazar Yeri, Tanrıça Europa’nın kaçırılmasını tasvir eden mozaiktir.
Antik çağ harikalarının keyfini çıkarmak için size bir teklif: Eleftherias (Özgürlük) meydanında, hemen Defterdar Camii’nin yanı başında bulunan Arkeoloji Müzesi’nde bir mola verin. Çünkü müzede oldukça geniş kapsamlı arkeolojik hazineler sergilenmekte. Hipokrat mozağiyi, Helenistik Afrodit heykeli, Eros heykeli ve Hipokrat heykelini burada görebilirsiniz.
MİNİ TRENLE ŞEHİR TURU VE ALIŞVERİŞ
Eğlenceli Kos şehir turlarından biri de mini tren turudur. İki seçeneğiniz var. Yeşil tren, belediye binası önünden hareketle şehir merkezinde turlar. Mavi tren Aktaion binasından hareketle başka bir rota izler. Her iki tur da yaklaşık 20 dakika sürüyor ve 5 Euro’ya tarihi yerleri gezme fırsatı sunuyor. Bu iki trenin haricinde bir de kırmızı renkli özel sektöre ait bir tren daha var ama bizim tercihimiz her zaman belediye işletmesi olan yeşil ve mavi trenler oluyor.. Mini tren turu öncesi veya sonrasında şehir merkezindeki Elefterias (Özgürlük) Meydanı’nda Agora’ya (alışveriş merkezi) ve hemen yakınında yer alan Eski Çarşı’ya (Old Town) uğramayı da ihmal etmeyin..
KOS MARİNA
Eğer Ege’de yat turu yapıyorsanız Kos Marina, Akdeniz’de bulunan en modern yat limanlarından birisidir. Çevre ada gezileri için mükemmel bir üs görevi üstlenir. Kos Marina 230 yat kapasitesine sahiptir ve standart hizmetten ayrıcalıklı hizmete kadar geniş bir skalada her çeşit hizmet olanağını sunar.
Artık şehir dışına çıkma zamanı.. İlk durağımız tabelalarda Platani olarak gördüğümüz ama zamanında tamamen bir Türk köyü olan Germe. Köyde şöyle bir tur atın ama Germe Köyü Camii önünde fotoğraf çektirmeyi unutmayın.
ASKLEPİEİON
Kos merkezine 4 km mesafede bulunan Asklepieion adanın en meşhur ve en önemli arkeolojik kalıntı bölgesidir. Hipokrat’ın tıbbi araştırmalar yaptığı dünyaca meşhur HİPOKRAT TIP OKULU burada yer alır. Bugüne kadar doktorlar tarafından binlerce kez tekrar edilegelen HİPOKRAT ANDI ilk kez burada ortaya çıkmış ve ilk yemin burada edilmiştir.
PSALİDİ
Kültür, tarih ve doğa Kos’un güzelliklerini oluşturur. Turumuza ilk olarak şehir merkezinin güneyinde yer alan, 5 km mesafedeki PSALİDİ ile başlayalım. Sulak alanlarıyla ünlü Psalidi aynı zamanda eşsiz doğal güzelliğe sahip olup, bozulmamış bir doğada kendinizi huzurlu hissedeceğiniz yegane yerlerden biridir. Bakir güzelliklerin içinde kendinizi zinde hissedeceğiniz Psiladi, nadir kuş cinsleri, yüzlerce bitki çeşidi ve altın kumlu upuzun plajıyla adeta küçük bir cennettir.
THERMA
Psalidi’yi geçince THERMA’ya gelirsiniz. Adada bulunan kaplıca bölgelerinden biridir. Kaplıca suyu sizi sadece rahatlatmakla kalmaz aynı zamanda sağlık kazanmanıza da yardım eder. Zengin kükürt içeriği tedavi edicidir. Adanın güneydeki ilk tur burada bitiyor. Çünkü dağlar geçit vermiyor.
ZİA
Şehir merkezinden adanın içine doğru giderken Germe’yi teğet geçip 9 km sonra Zipari köyüne ulaşıyoruz. Köy içinden tabelayı takip edip sola döndümüzde 7 km sonra ZİA’ya geldik. Yalnız gelişinizi gün batımına göre ayarlamanız gerekiyor. Siz en iyisi güneşin batmasına bir saat kala gelin bu yemyeşil doğa içindeki köye. Hele yüksek sezonda adadaysanız bu ufacık belde aynı anda 8-10 otobüsün turist getirdiğini ve nefes kesen gün batımı için tüm restaurantların dolduğuna tanıklık edeceksiniz. Çünkü burada güneş adeta renk cümbüşü içinde deniz ile birleşir. Adadan Türkiye’deki sevdiklerinize götürmek için en bol hediyelik çeşidi de bu köyde bulacaksınız. Zia, ada anılarınızda apayrı bir yere sahip olacak..
TİGAKİ VE MARMARİ
Aynı güzergahta Kos merkezden 12 km sonra kuzey yönünde TİGAKİ ve 15 km sonra ise MARMARİ ilk sahil beldeleridir. Ege’nin tipik kristal mavi denizi ve sıcaktan basmaya zorlanacağınız altın kumlu plajları sıraya dizilmiştir. Tigaki’den Marmari’ye ana yola çıkmadan denize paralel ara yoldan gidecek olursanız, yol boyunca 3-4 tane AT ÇİFTLİĞİ gösteren tabelayla karşılaşırsınız. Buralardan kiralayacağınız atlarla (çocuklar için midilliler olduğu gibi, size nezaret edecek refakatçı seyisler de talep edebilirsiniz), ister deniz kenarında kumsalda, isterseniz neredeyse denize sıfır Tuz Gölü (Salt Lake) çevresinde unutulmaz birkaç saat geçirebilirsiniz..
MASTİCHARİ
Antimachia’da direksiyonu sağa kırarsanız yaklaşık 3 km Kos adasının en güzel plajına sahip MASTİCHARİ köyüne varırsınız. Limanı daima balıkçılarla doludur. Tavernalar daima taze balık sunarlar. Eğer ev yapımı şarap seviyorsanız Ağustos ayında düzenlenen Mastichari Şarap Festivali’ni kaçırmayın. Bu festivalde aynı zamanda yerel müzik ve tatları da bulacaksınız. Mastichari komşu ada Kalymnos’a da bir kapıdır. Günübirlik Kalymnos gezileri için köyün limanından çok sayıda sefer var. Fiyatlar tek yön 8-14 Euro arasında değişiyor.
KARDAMENA
Kos merkeze 30 km uzaklıkta bir köy burası. Apollo Tapınağı, Erken Hıristiyan Bazilikası ve Antik Tiyatro’yu görün. Burada aynı zamanda Nisyros adasına günlük bot olanakları da bulabilirsiniz. Volkanik bir ada olan Nisyros görülmeye değer yerlerden. Yaz aylarında, Kardamena Ringa Balığı Festivali’ne denk gelirseniz, köy gelenekleri yaşarken müthiş bir eğlence ve dans da garanti.
KEFALOS
Bu güzergahın son turistik noktası, adanın batı ucunda yer alan ve Kos merkeze 42 km uzaklıkta olan Kefalos’tayız. Köye girmeden solda kıyıya yakın Saint Nicholas adacığı üzerinde tam fotoğraflık bir şapel göreceksiniz. Bu şapel balıkçıları koruması için yine balıkçılar tarafından yapılmış. Kefalos’ta görülmeye değer diğer yerlerin başında Saint Stephanos Bazilikası, St John Manastırı, Astipalea Harabeleri ve Aspri Petra Mağarası gelir. Kaçırılmaması gereken etkinliklerden biride Kefalos Uzo Festivali’dir. Bu festivalde şafak sökene kadar dans edilir ve mükemmel zaman geçirilir. Bu arada mola verdiğiniz köylerde Nisyros’a özel acı bademden yapılan Soumada (Somata) sorun. Tarçınlı nefis bir içecek..
BUNLARI BİLMENİZDE FAYDA VAR
– Yunan halkı Ortodoks Hıristiyan bir toplum ve diğer Avrupalılara kıyasla dini inançları oldukça kuvvetli. Kos’ta da çok sayıda kilise, şapel ve manastır var. Bu yerleri ziyaretlerinizde lütfen sessiz olmaya özen gösterin ve mümkün olduğunca flaşlı fotoğraf çekmeyin. Sizi uyarmalarına gerek kalmasın, çünkü görevliler belli etmek istemeseler de rahatsız oluyorlar..
– Siesta’yı bir şekilde duymuş olmalısınız. Mesai bitimi gün ortasında saat 14.00’tedir. Kafeterya, restaurant gibi işletmeler dışında çoğu mağazalar ve resmi daireler kapanır. Alışverişlerinizi bu saate kadar yapmalısınız..
– Ada halkı, en küçük köyünde bile size karşı hep güler yüzlüdür. Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir’in ‘Merhaba’sı gibi bir elinizi kaldırın, ‘Yasas’, ‘Yasu’ veya ‘Yahara’ deyin. Aynı sözcüklerle sizi geri selamlayacaklar..
– Yunanlıların serinletici milli içeceği ‘FRAPE’dir. Her yerde, her saatte masalarında veya ellerinde uzun frape bardakları görürsünüz. Frape bildiğimiz nescafenin bol buzlusudur. Tercihinize göre sade, sütlü veya şekerli içebilirsiniz.
– Türklerin en büyük hayal kırıklığı TAVERNA konusundadır. Türkiye’de Rum Tavernası denilince akla hemen canlı buziki müziği yapan yer akla gelir. Oysa Yunanistan’da taverna, sıradan lokantadır, canlı müzik olmaz. Canlı müzik istiyorsanız önceden soruşturmalısınız. Rehberimizde canlı müzik mekanları bulunuyor.
– Trafikte araç kullanırken özellikle STOP levhasına ve YAYA GEÇİDİ’ne aman dikkat. STOP’ta herkes durur, yayalar ise yola bakmadan ‘Yaya Geçidi’ne girer.
– Adada Türk ehliyetiyle de araç kiralayabiliyorsunuz. Ancak bazı firmalar araca full kasko yapmıyor. Araç kiralayacağınız zaman bu konuyu mutlaka sorun. Aksi halde en küçük bir çizikte bile sizden talep edilen bedeli ödemek zorundasınız. Ama TURİNG’ten Türk ehliyetinize istinaden belirli bir ücret karşılığı yarım saatte alabileceğiniz uluslararası ehliyetle araç kiralarsanız, aracınız full kaskolu olur, sorun yaşamazsınız..
– Adadan götürülebilecek en güzel hediye kuşkusuz 2-3 Euro’ya satılan adaya özgü magnetler ve 5-10 Euro’ya alabileceğiniz seramik objeler. Bunun dışında Germe (Platani) yolu üzerinde bayraklı kavşağa gelmeden 200 metre önce sağ tarafta Giritli Mazlum’un Yeri ya da orijinal adıyla Spinalonga Süper Market’e bir uğramanızda yarar var. Çünkü başta Bodrumlular olmak üzere damak tadına düşkün Türklerin, ülkemizde pek bulunmayan posa peyniri, gambilya favası, domates reçeli, sakızlı ürünler, kanarya çayı gibi gıda maddelerini Mazlum kardeşimizin mağazasından çok uygun fiyatlara aldığını buradan anımsatalım. 14 numaralı reklamdan iletişim kurarak almayı düşündüğünüz ürünün o an için bulunup bulunmadığını öğrenebilir ve şehir planında işaretli yerine kolayca ulaşabilirsiniz..
– Türklere gösterilen ilgi her geçen yıl daha da artıyor. Bu ilgi rehberimize de yansıyor. Türklere değer verenler rehberde yer alıyor. Reklamını bu rehberde gördüğünüz işletmeler gerçek Türk dostları. Size gösterdikleri ilgi de diğerlerine oranla daha fazla. Tercihinizi bu işletmelerden yana kullanırsanız farkı göreceksiniz..
– Artık bazı bilgilere reklam sayfalarında yer vermemeye başladık. Örneğin fax artık demode. Wİ-Fİ internet bağlantısı olmayan mekan neredeyse kalmadı. Belirtmesek de her yerden internete bağlanabiliyorsunuz.
– Üç yıl önce ilk Rodos’ta başlayan Fish Spa (doktor balık) yepyeni bir cilt bakım yöntemi ve %100 doğal bir masaj. Dişsiz Rufa balıkları ölü derilerinizi emerek cildinizin sağlıklı ve ipeksi bir hal almasını sağlıyor. Denemenizi öneriyoruz.
– Türk işletmesi beach clublardan söz ettik. Bunlardan Caravella Beach limana 5 dakikalık mesafede. İster denize girip güneşlenin, isterseniz su sporları yapın, isterseniz restaurant-cafede Türk ve Yunan spesyallerin tadına bakın. Size şezlong ve şemsiye de ücretsiz. Çok memnun kalacağınızı rahatlıkla söyleyebiliriz..
– Bu notları buraya kadar okuduğunuz için size bir önerimiz olacak. Birkaç istisna dışında elinde rehberle gidene reklam veren işletmeler %10 indirim yapıyor. Lütfen bu rehberi mekan görevlisi görsün ki siz de bu indirimlerden yararlanabilin..
Arzu edilmez ama adada başınıza örneğin polisiyelik bir şey geldiğinde ilk yapmanız gereken şey Kos’un da sorumluluk alanında olduğu T.C. Rodos Başkonsolosluğu’nu aramak olmalı. İşte iletişim bilgileri:
Acil durumlar için cep telefonu: 0030 694 658 53 02
Mesai saatlerinde Tel: 0030 22410 23362
e-mail: consulate.rhodes@mfa.gov.tr
Bu rehberdeki tüm yazı ve fotoğraflar ile reklam tasarımlarının telif hakları saklıdır, izinsiz kullanılamaz.
Copyright of all texts, images and advertisement designs contained in this Guide is reserved, and may not be used without permission.
AHMET AKTAŞ / FULYA OMAÇ
İletişim / Contact: 0523 4620963 ve 0532 6344241
turkishguideforgreekislands@gmail.com